18 Kasım 2013 Pazartesi

Damien Lillard derler benim adıma...

Drafta girdiği sene hakkında yazdıklarımdan dolayı yüzümü kara çıkarmayan Lillard kardeşimiz her geçen maç büyümeye, yürek yemiş karakteriyle maç kazandırmaya devam ediyor.

Dün gece toronto deplasmanında hakemler farkın portland lehine kopmasına izin vermediler uzun bi süre (basketbolun katilleri nba hakemleri! ) Daha sonra baktılarki olacak gibi değil hakemler bıraktılar maçı ancak Portland oyundan felaket bi şekilde düşünce comeback kaçınılmaz oldu.
Uzatmada Lillard sorun yok ben varım diyerek maçı aldı ve Portland kendi adına son yılların en iyi başlangıcını yaptı belkide. (8-2) fena takım degiller ama bu baslangıc birazda fikstürün kekoluguydu.

Herneyse gecenin diger maclarına gecelim.

Memphis inanılmaz bi değişim geçirmiş, geçen yılki enerjileri yok mıymıy basketbol oynanıyor, Pas hataları gırla,saha içi yerleşim vasat, benchten katkı neredeyse yok bi bayless idare ediyor işte. Prince,Miller basketbol bu adamları bırakmış çoktan
Yani kısaca ayılar ölmüş ağlayanları yok.

Dün tamamen Kingsin loserlıgından faydalanarak kazandılar büyük ihtimal playoff dışı kalacaklar. Hollinsi göndermek büyük aptallıktı.

Nbadeki cogu GM'nin basketbol iqlarının ayakkabı numaralarından küçük olduğunu düşünüyorum.

Gecenin son maçında ise Detroite sövmek istiyorum.

Maça iyide başlamışken şu vasıfsızoğluvasıfsız Lakersa kaybetmek pota altında cıva gibi 3 adamın varken Jordan Hill'i sanki süperstarmışçasına durduramamak ne demek..

Detroit iyi takım ama bayağı gidilecek yolları var. Lakers ise kendi çaplarında eğleniyolar desek yanlış olmaz. Valla oynadıkları basketbol hakkında en ufak bi fikrim yok. Ömer Üründül stayla demek gerekirse daha fazla atan kazanır felsefesiylen sahada Lakerslılar..Bu yol yol değil yeğen..